Türkiye’de son yıllarda artan e-ticaret hacmi ile beraber kargo firmalarının taşıdıkları paket sayısı da büyük oranlarda arttı. Bununla beraber sayıları bir elin parmaklarını geçmeyen kargo firmaları müşterilerini evde bulamamakla ünlü hale geldiler. Kargo sektöründe çalışan biri olarak elbette bu durumun altında yatan nedenler hakkında konuşacak çok fazla şeyim olabilir ancak Dünya’da kargo sektöründe yaşanan teknolojik kabuk değişiminin ülkemize nasıl uyum sağlayacağı hakkında kafa yormak istiyorum.
Amazon’un Drone ile Teslimatı
2016 yılında Amazon’un drone ile paket teslimatı yapacağını duyurması, ülkemizde de büyük umutla karşılandı. Drone ile teslimat, müşterilerin en çok sorun yaşadığı kargo dağıtım elemanları ile iletişim ve kargo şirketlerinin yetersiz personel sorunlarını bitirecek gibi görünen bir yenilikti. Bu da doğal olarak e-ticareti sık kullanan müşterilerde gelecek için umut doğurdu.
Amazon’un drone ile teslimat uygulaması elbette uzun süren testler ve bir takım güvenlik uygulamalarından geçti. Bunların sonucunda 7 Aralık 2016 tarihinde ilk drone ile teslimat yapıldı. Şu anda ise sadece Birleşik Krallık ve Amerika’nın bazı bölgelerinde ve özel müşteriler için drone ile teslimat denemeleri yapılıyor.
Drone ile teslimat, drone’ların taşıma kapasitesi ve menzili nedeniyle zaten sınırlı üründe ve dar bir alanda yapılabiliyor. Örneğin amazon sadece 5 pound yani 2,5 kg ağırlıkta paketleri 5 km’lik mesafedeki adreslere gönderebiliyor. Taşıma kapasitesi ve menzil haricinde teslimatın yapılacağı zemin de büyük bir sorun olarak göze çarpıyor. Şimdili drona’ların evin balkonuna veya çatıya kendi başına inmesi mümkün değil. Bu nedenle paket teslimatları evin bahçesine serilen bir teslimat örtüsü üzerinde yapılabiliyor.
Kaynak: Amazon Prime Air bilgilendirme sayfası
Müstakil bir bahçede özel müşterilere yapılan teslimat sayesinde ürünün çalınması veya drone’un zarar görmesi kısmen engellenmiş durumda ancak drone havadayken de dışarıdan gelecek tehlikelere karşı açık ve bunun için henüz bir çözüm yok.
Ayrıca drone’un gideceği adresi bulmasına yarayan adres-koordinat entegrasyonu Birleşik Krallık ve ABD’nin bazı bölgeleri için sağlanmış olsa bile tüm ülkeye yayılması zaman alacak gibi görünüyor.
Türkiye’de Drone İle Teslimat
Yukarıda da yazdığım gibi drone ile teslimat yapmanın henüz pratik çözümleri bulunmamış bir çok zorluğu var. Bunlar taşıma kapasitesi, menzil, ineceği alan, ürünün çalınması, drone’un zarar görmesi ve çalınması gibi sorunlar.
Ülkemiz açısından düşündüğümüzde kapasite ve menzil açısından denemeler yapılan ülkelerden çok da farkımız yok çünkü bu sorunlar bölgesel değil drone ile ilgili. Yani drone’a 2 kiloluk bir paketi yükleyip havalandırmakta ve 5 km2’lik alana göndermekte hiç bir engel yok. Ancak asıl sorun drone’un gideceği ve ineceği yeri bulması ile başlıyor.
Ülkemizde maalesef basitleştirilmiş bir adres sistemi yok. Bunun sonucunda otomatik olarak adres-konum entegrasyonu yapmak neredeyse imkansız hale geliyor. Zaten gps uygulamalarının da adresi yazdığınızda bulamaması veya yanlış konum bulması da bunun bir sonucu. Müşteri harita üzerinden teslimat yapılması gereken noktayı işaretleyebilir ancak bu da pratik olmaz. Ayrıca açık adres – harita eşleştirmesini insanların yapmasına güvenmek sistemin en büyük sorunlarından biri olabilir zira maalesef ülkemizde hala kendi evinin açık adresini bilmeyen insanlar var.
Diyelim ki konum bulma sorununu çözdük ancak burada da şehirleşme sistemimiz önümüze aşılması zor bir engel olarak çıkıyor. Drone’ların çatıya veya balkona inemediğini, sadece bahçede teslimat üzerine denemeler yapıldığını söylemiştim. Türkiye’de ise şehir merkezinde olup bahçesi olan müstakil veya bir kaç katlı ev sayısı yok denecek kadar az. Bitişik kaldırım bile olmayan apartmanlar, yüksek ama bahçesiz rezidanslar, plazalar bizim bahçesiz yaşam alanlarımız. Peki drone nereye inecek ? İşte bunu nasıl çözeriz bilemiyorum.
Teknoloji zaman içinde bu sorunlara çözüm getirecektir. Ancak yerde ve havadaki güvenlik sorununun teknoloji ile çözülebileceğine inanmıyorum. Geçtiğimiz aylarda İstanbul’da hareket halindeki halk otobüsünün deposundan benzin çalan bir çetenin haberini okudum. Bunun olması bir yana insanların bunu planlayıp sistemli olarak uyguluyor olması bile yaklaşık 10 bin liralık kendi başına hareket eden bir cihaz ve taşıdığı küçük ama maddi değeri yüksek paketin ne kadar büyük bir tehlike altında olduğunu gösteriyor.
Drone ile kargo teslimatı yapılırsa, çeşitli şekilde düşürme, sinyalini bozma veya indiğinde çalma gibi bir çok yöntem gelişecektir. Gelişmez diyen var mı ?
2016 sonunda amazon’un yaptığı deneme teslimatlarından kısa bir süre önce önce bir türk alışveriş sitesi (http://www.binbircesit.com/) çeşitli kanallarla drone ile iphone 7 teslimatı yapacağını duyurdu. Hatta bununla ilgili bir video da yayınladılar. Ancak şu anda sitede drone ile teslimat seçeneği bulunmuyor. Muhtemelen site bunu bir reklam çalışması olarak planladı.
Sonuç
İngiltere gibi teknolojinin günlük yaşamın içinde fazlaca ve başarı ile yer aldığı bir ülkede bile henüz test rotalarında yapılan denemelerden öteye gidememiş drone ile kargo teslimatı ülkemiz için bilim kurgu hikayesinden öteye gitmeyecek gibi görünüyor.
Amazon bunu şöyle lanse ediyor ;
It looks like science fiction, but it’s real. (Bilimkurgu gibi görünüyor ama gerçek)
Bana göre daha uzun yıllar kapımızı çalacak kargo görevlisinin yolunu gözleyeceğiz, peki ya sizce ?
Bir cevap yazın